Üniversitede İletişim fakültelerinde II. Dünya Savaşı kitle iletişim araçlarının kullanımı açısından önemli bir yere sahiptir. Uluslararası iletişim konusunda II. Dünya Savaşı sürecinde tarafların halklarını ve düşmanlarını manipüle etmek için kullandığı “propaganda yöntemleri” günümüz dünyasında hâlâ kullanılmakta sonuçta.
II. Dünya Savaşı’nda yazılı kitle iletişim araçlarının yanında sesli ve görsel kitle iletişim araçları olan radyo ve filmlerin kullanılması ile tüm kamuoyunun düşüncelerinin ve fikirlerinin yönlendirilmesi sağlanmıştır. Yazılı kitle iletişim araçları, tüm kitleyi etkileme noktasında yetersiz kalıyordu. Vatandaşların sadece okuma yazması olanlara hitap ediyordu. Radyo ve film ise her seviyede ve her yaştaki insanın algılayabileceği içeriklerin üretimine uygundu. Hareketli resimlerden oluşan filmler insan zihnini daha kolay manipüle eden bir araçtır. Fotomontaj bu durumu anlamak için en iyi örnektir. Birbiri ile mekansal ve zamansal bağlantısı olmayan farklı görüntüleri yan yana getirip tek bir görselde birleştirildiğinde sanki o durum gerçekmiş gibi algıyı toplum zihninde çok rahat oluşturulur. Bu yöntemle siyasi rakipler birbirleri hakkında yalan bilgiyi çok kolay bir şekilde kamuya mal ettiler.
II. Dünya Savaşı denilince muhakkak ilk akla gelenlerden biri Hitler’in “Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığını” yapmış Goebbels (Dr. Paul Joseph Goebbels)’tir. Adolf Hitler’den “Halkın Führer’ini (önder)” Almanların zihninde oluşturan kişi.1933 yılında Nazilerin Almanya’da iktidara gelmesinin ardından bakan olarak atanan Goebbels ilk iş olarak Nazi karşıtı yazarlar tarafından yazılmış 20 binden fazla kitabı Berlin'in Bebel Meydanı'nda yaktırmıştır. Daha sonrasında da Almanya’daki basın üzerinde tam kontrol sağlamıştır. Yani Goebbels, ülke içinde halkın bilgiye erişimini kontrol etmiştir. Goebbels’in ısrarlı çalışması ile savaş zamanı Almanya'da çekilen filmlerin yarısı propaganda filmleri ve savaş propaganda filmleri oldu. Bu açıdan da iletişim fakültelerinde Goebbels’in propaganda metodu ders olarak işlenir.
Hitler’in her yaptığına tevil üreten, kitlelerin gerçek algısını yalanlarla manipüle eden, Berlin düşene kadar sanki savaşı kazandıklarına Almanları inandıran Goebbels’in, kitlelerin yönlendirilmesi, inandırılmasına dair sözlerinden birkaçını buraya not düşeceğim. Yüksek lisans tezini hazırlarken siyasal iletişim araştırmalarımda gözüme takılıp kenara not etmiştim.
Nazi propaganda bakanı Goebbels'in bazı sözleri:
“Yalan söyleyin, mutlaka inanan çıkacaktır. Olmazsa, yalana devam edin.”
“Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız, insanlar ona o kadar fazla inanırlar.” (Kitle iletişim araçlarının yani medyanın gücü herhangi bir konu hakkında içeriği sürekli tekrarlamasından gelir. Hedef kitlede bir düşüncenin, fikrin, duygunun yerleşmesi için tekrar en önemli araçtır. Bu gerçeği atalarımız “Bir adama kırk gün deli dersen deli olur” şeklinde formüle etmiştir.)
“Bir insana yalan olsa bile bir söylemi sürekli tekrarlarsanız, o söylemin nereden geldiğini unutur ve kendi fikri gibi benimser ve savunur.”
“Söylediğiniz yalan ne kadar büyük olursa o kadar etkili olur ve insanların o yalana inanması da o kadar kolaylaşır.”
“Halkı her zaman ateşleyin, asla soğumasına ve düşünmesine izin vermeyin.”
“Halk büyük yalanlara, küçük yalanlara göre daha çabuk inanır.”
“Sadece bir rakibinize odaklanın ve kötü giden her şeyin suçunu onun üzerine yıkın.”
“İlk sözü kim ne kadar güçlü ve bağırarak söylerse, o kazanır.”
Goebbels’in bu sözlerinden de anlaşılacağı üzere akla gelebilecek her türlü hilenin, yalanın, çarpıtmanın ve iftiranın siyasal iletişimde kullanmasını meşru kabul edildiğini görüyoruz. İşin iç acıtan tarafı ise müslüman coğrafyada Goebbels’in bu sözlerine sahip çıkarak yıllardır kara propaganda ile insanımızın zihni algılarla dolduruluyor.
Ülkemizde özellikle iktidarın eliyle ülkedeki neredeyse tüm iletişim kanalları üzerine tahakküm kurularak kaynağı belirsiz aslı astarı olmayan olaylarla insanımız oyalanmakta, zihni bulandırılmaktadır. Milletimiz ülke gerçeklerinden uzaklaştırılarak toplum içinde kamplaştırmalar ile milletimiz birbiri ile konuşamaz hale getiriliyor. Kara propaganda ile kitlelerin zihinleri kullanmaktan uzaklaştırmak için duygulara hitap ederek taraflar birbirine karşı kinle ve düşmanlık aşılanıyor.
Her ne olursa olsun kısa dünya hayatı için makamda kalmak adına üretilen yalanların ahirette hesabı kolay olmayacaktır. Yalanla, iftira ile birbirine düşmanlaştırarak elde edilen hiçbir şeyden hiçbir kimseye hayır gelmeyecektir, gelmemiştir. Bunun en iyi ispatı da Goebbels’in sonudur. Goebbels düşman eline geçmemek için çocukları ve eşini öldürerek intihar etmiştir.
Müslümanın bu dünyada ne yapacağı bellidir. Peygamber Efendimiz yalan söyleyenin hükmünü de söylemiştir.
21 Mart 2024
https://www.milligazete.com.tr/makale/19631127/elif-ors/su-goebbels-ne-demis
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder