Temmuz 04, 2021

Batıya Yüzyıllık Ayar; D-8 (Yeni Bir Dünya)

 Bizim çocukluk zamanlarımızda okullar tatile girince diğer bir heyecan, yaz Kur’an kurslarına gitme heyecanı başlardı. Her ne kadar din gibi tüm hayatımızı kapsayan bir konuyu sadece tatillere sıkıştırıyor olmamız, %99 müslüman bir ülkede mantıklı bir davranış olmasa da çocuklar olarak en azından bu kısa sürede temel kitabımızla muhatap oluyorduk. Elif-ba cüzünden başlayan kurslarımızda o kısa tatil sürecinde en azından namaz kılabileceğimiz kadar duaları, sureleri ezberlerdik. Yaptığımız ezberlerden biri de “ef’al-i mükellefin (mükelleflerin fiilleri)” idi. Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okumanın yanında içindeki hükümleri de öğrenmeye yol açan bir dersimizdi. Hayatını helal-haram arasında farkı bilmeden yaşayan insan nasıl müslüman olsun? Helal-haram kavramı olmayan insan dünyaya nasıl müslümanca baksın? Ef’al-i mükellefin’i bilmeyen fert dostunu, düşmanını nasıl tanısın?

Fakat bu güzelliklerin yanında yaz Kuran kurslarında şu ders te işlenmeli, tüm müslüman çocuklara belletilmeliydi kanımca: İslam’ın korunmasını emrettiği beş temel esas; nefsin (canın), aklın, dinin, neslin ve malın korumasıdır. Bu beş temel esas İslam’ın beş şartı gibi gelecekte İslam medeniyetini kurucak olan çocuklarımıza öğretilmeliydi/öğretilmelidir. Bu ilkeler, İslam kelime kökünde olduğu gibi gibi barışı dünyada hakim kılmak için ortaya koyduğu değişmez ilkelerdir. İslam’ın bu beş şeyi korumayı emrettiğini bilmeyen gençlerimiz şimdi batıdan ithal edilen sığ olan “insan hakları” kavramına bir kurtuluş reçetesi gibi yapışıyor. Varılması gereken nokta batının tanımladığı insan hakları kavramı olduğunu sanıyor. Sadece gençlerimiz mi? Hayır, akademisyenlerimiz, toplum önderlerimiz hata ve hatta din alanında uzmanlık çalışmış insanlarımız bile. Yaz Kuran kurslarında öğretilmediği gibi bu hakikat imam hatiplerde de öğretilmedi. Ne babamın döneminde ne de benim dönemindeki imam hatiplerde.

Ülkemizde İslam’ın beş temel şeyi korumayı emrettiğini millet olarak yine Erbakan ve Milli Görüş sayesinde öğrendik. Çağımızda bir müslümanın nasıl yaşaması gerektiğini ve neleri öğrenmesi gerektiğini de öğretti. Bir yandan şefkatli bir hoca olarak bu dersleri öğretirken diğer yandan da inandığı ilkeleri, İslam’ın güzelliklerinin yaşanır kılmak için plan, program ve nihayetinde de faaliyetler yaptı. İnancı çerçevesinde Erbakan Hocamızın ömrünü adadığı şu beş madde ile özetleyebileceğimiz “İslam Birliği”nin temeli olan hedeflerimizi bir daha hatırlayalım: 1- İslam Ülkeleri Birleşmiş Milletler Teşkilatı 2- İslam Ülkeleri Askeri İşbirliği (NATO) 3- İslam Ortak Pazarı 4- İslam Ortak Para Birimi 5- İslam Ülkeleri Eğitim ve Kültürel İşbirliği. 

Ömrünü bu hedefleri tüm ümmetin hedefi haline getirmek için harcadı. İktidar ortağı olduğu on bir aylık hükümet ortaklığında da D-8’leri kurarak hayallerin gerçekleşebileceğini dosta düşmana ilan etti. Zira dost, düşman bir çok kişi bu yolda ilerlerken Erbakan’ı hayalci olmakla suçlamıştı. Fakat Erbakan ve Milli Görüş küresel bir güç olabilecek bu oluşumu inanılmayacak şekilde kısa bir zamanda kurdu ve harekete geçirdi. D-8, son yüzyılda bir avuç ırkçı emperyaliste köle edilen tüm insanlığın umudu olmuştur. Ezilen, ülkelerinden haksız şekilde çıkarılan, çalıştığının hakkını alamayan, inandığı gibi inandığı şekilde yaşayamayan insanlar için bir hediye olmuştur. D-8’lerin kurucusu olarak Erbakan Hocamız; “20. asrın tecrübelerine dayanılarak 21. asra girerken bütün insanlığa huzur, barış ve saadet getirecek, “Yeni Bir Dünya”nın kurulması ve 5 milyar kalkınmakta olan ülkeler insanlarının ve 820 milyonluk kurucu üye ülkenin bütün insanlarına barış, huzur ve saadet getirmek için D-8’ler üye ülkelerinin özverili çalışmalarıyla kurulmuştur.”*

D-8’lerin ne olduğunu özetlersek günümüzdeki gazeteci ve köşe yazarlarının kullandığı jargonla “Batıya ayar” verilmiştir. Öyle de sadece sözle ve sözde değil; planlaması, programlanması ve hedef tarihleri bile ortaya konularak. Gelin görün ki; 24 yıldır küresel tüm dengeleri değiştirecek bu oluşum yarı yolda bırakılmıştır. Özellikle son 19 senede Avrupa Birliği’ne verilen emeğin binde biri bile D-8’lere verilmemiştir. Bizi kabul etmeyeceğini alenen söyleyen hristiyan birliğine girebilmek için abdestli kadrolar “Avrupa Birliği Bakanlığı” kurmuş fakat İslam Birliği’nin çekirdeği olan D-8’i işlevsizleştirmiştir. “Erbakan’ın hayalini gerçekleştiriyoruz” diyerek kendilerine meşruiyet alanı açamaya çalışan, “kuşun canlısı”nı değil de kuşun maketini yapan iktidar kadrosu Erbakan nihai hayali olan İslam Birliği’ini kurmak için kılını kıpırdatmamıştır. 

D-8’lerin işlevsizleştirilmesi başta 2003’teki Amerikan’ın işgali olmak üzere tüm İslam ve müslüman coğrafyasında zulümlerin katbekat artmasına, tüm insanlığın yaşam alanlarının kısıtlanmasına, ailenin ve neslin zarar görmesine sebep olacak kanunların çıkarılmasına, ailenin temelinin dinamitlenmesine, faizli/kapitalist ekonomik düzenin dünyanın her noktasında mukimleşmesine, müslümanların inancını ifade edilmesinin engellemesine, ülkemizde bile Allah’ın lanetlediği cürümlerin kanunlaşmasına, insanı diğer yaratılmışlardan ayıran ve şerefli kılan akıl melekesinin medya ve eğitim yoluyla işgal edilmesine yol açmıştır. Yukarıda saydıklarım başlıca sonuçlarıdır. Yirmi dört senedir işlevinden uzaklaştırılmış D-8’lerin ümmete ve insanlığa zararları için doktora düzeyinde çalışmalar yapılmalıdır. Ekonomik açıdan, sosyal açıdan, eğitim açısından, askeri açıdan müslümanlar neler kaybetti, ne kadar zarara uğratıldı bir bir ortaya dökülmelidir. 

D-8’leri anmadan yapılan her batıya ayar verme hareketi sadece ve sadece hamasettir. Müslümanların ve insanlığın hamasete ihtiyacı yoktur. Tüm insanlığın yaşamını koruma, inancını koruma, neslini koruma, aklını koruma ve malını korumaya ihtiyacı vardır. Küresel güçlere yem olmaktan kurtarılmayı bekleyen sekiz milyar insanlık alemi İslam Briliği’nin kurulmasını beklemektedir. Bu görev sanıldığı gibi sadece Saadet Partisi/ Milli Görüş’ün sorumluluğunda değildir. “İnandım” diyen her müslüman bu görevi yerine getirmekle bizzat sorumludur. Saadet Partisi 19 yıldır tüm engellemelere rağmen D-8’lerin harekete geçirilmesi için çalışmaktadır. Bu çalışmaya destek vermek hem insani hem de müslüman olarak görevimizdir. 

D-8’leri kurarak hayallerin gerçekleşeceğini bize gösteren Erbakan Hocamız başta olmak üzere bu davada canla, başla, samimiyetle, ihlasla çalışan her kişiden Rabbimiz razı olsun. 


17 Haziran 2021/ Milli Gazete


https://www.milligazete.com.tr/makale/7303904/elif-ors/batiya-yuzyillik-ayar-d-8-yeni-bir-dunya 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ey Sakallı Hüsnü Amcam! Senin Verdiğin Oyun Bedelini Gazzeli Bebekler mi Ödeyecekti?

Her şeye her duruma rağmen bir bayramı geçirdik. Dilerdik ki, yeni bir tazeleniş olsun, bir muhasebe olsun hac günleri. Müslümanlar Allah’...