Kasım 11, 2024

Hamasetle günler günleri kovalıyorken…

 Gazze’den gelen haber. Hikmet Bedir… Altı yaşında. Gazze’de yaşanan kıtlık sebebiyle açlık sebebiyle Pazar günü şehit oldu.

            Siyonist ırkçı emperyalist İsrail, soykırımına devam ediyor, Gazze’ye abluka uygulamaya devam ediyor. Koskoca ordularıyla Müslüman ülkeler, bırak işgalcinin saldırılarını durdurmayı, bir bardak suyu Gazze’ye sokamıyor. Ve ne kadar içler acısı durum ki Müslüman kardeşleri bu durumda iken Türkiye’deki Müslüman kardeşleri hatta “Biz iktidardan gidersek Kudüs düşer, Gazze düşer” diye oy toplayan muhafazakâr iktidar mensupları, ellerindeki belediyelerde meydanlarda özel sahneler kurup büyük kitlelere “milli maç” seyrettiriyor.

            Geçen hafta sırf futbol ile dönen bir gündeme milletimiz mahkûm edildi. Hangi futbolcu nasıl gol attı, kim kime çelme taktı, o futbolcu Türklüğü savunan hareket yaptı, yok o hareket ırkçı partinin işaretiydi, yok o bilmem kaç yıl öncesi bilmem neyin işaretiydi, Batı bize karşı hep ikiyüzlü oldu…

Batı’nın ikiyüzlü olduğunu yeni mi keşfettiniz? Yıllardır Avrupa Birliği’ne girebilmek için Avrupa Birliği Bakanlığı kurduğunuz da bunu bilmiyor muydunuz? Avrupa Birliği uyum yasalarını çıkarırken bilmiyor muydunuz, anlamamış mıydınız? D-8’leri harekete geçirmek yerine G-20’lere kuyruk olmaya gittiğiniz zamanda mı görmediniz size ve Müslümanlara karşı var olan çifte standardı?

            Hepsini de çok iyi biliyorlar. Ama kitleleri oyalamak için suni gündemlere ihtiyaç var. Böyle konuları ortaya çıkartılmalı ki, bu ülkede artık sistemin vahşi kapitalist sistem olduğunu kimse anlayıp sorgulayamasın. Böyle suni gündemler olmalı ki, bir krizden diğerine bilerek sürüklenen ülke iktisadını kimsecikler konuşamasın. İktidar destekçileri niçin sırayla Sedat Yenigün ve Metin Yüksel’i katletmiş bir ırkçı oluşumun işaretini bu kadar sahiplendiler sanıyorsunuz. Böyle konularla milletimiz oyalanmalı ki, milletimizin cebinden bir avuç zengin ve küresel güçlerin cebine aktarılan kaynaklar konuşulmasın.

Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri de çok çabuk bir şekilde manipüle edilebilinir hale gelmesidir. Şuraya medyanın gündem oluşturma kuramına ithafen dilbilimci bir Aşkenazi Yahudi göçmenlerin çocuğu olarak dünyaya gelen Chomsky’nin sözünü bırakalım:

            "Sosyal kontrolün temel unsuru dikkat dağıtma stratejisidir. Siyasi ve ekonomik elitler tarafından kararlaştırılan önemli konuların kamuoyu dikkatinden kaçırılması için ortaya devamlı dikkat dağıtıcı unsurlar ve önemsiz bilgiler atılır.”

            Bu sözü, her gün okuyabileceğiniz bir yere asınız. Ülkemizde günlük değişen gündemde önünüze gelen konular hakkında bir fikir beyan etmeden, düşünce kazanmadan, bir yere taraf olmadan önce bir düşünesiniz diye. “Bu konu gerçek bir konu mu? Benim meselem bu mu? Ülkemize ne katkı sağlayacak? İnsanlığa ne kazandırıyor ya da kaybettiriyor? Bu gündemin sonucunda kimler ne kazanacak, kimler ne kaybedecek? Bu gündem gerçek gündem mi, suni gündem mi? Bu olay karşısında Müslüman nasıl tavır almalıdır? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yaşıyor olsaydı bu olaya karşı nasıl davranırdı, sahabesine ne derdi? Bu konular Müslümanlar arasında kardeşliğe mi katkı sağlıyor, yoksa Siyonizm’in ve uşaklarının ekmeğine mi yağ sürüyor?”

            Bunun gibi onlarca soruları sormalıyız. Şimdi düşünelim. Şu an ölmüş olsak Allah bize Avrupa kupasında kazandığımız -ki artık bu ihtimal yok- başarıları, kupaları mı soracak, yoksa en başta yazdığım Gazze’de açlıktan ölen altı yaşındaki Hikmet Bedir’in hesabını mı soracak?

            Mesele bu kadar basit! Soru da net! Ahirette hesaba dâhil olmayan konularla Müslümanların oyalanabiliyor olması o toplumda İslam’ın etkisinin azaldığının bir ispatıdır. Bir Müslüman gördüğü bir yanlışı eliyle; eliyle gücü yetmezse diliyle, buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etmelidir. Gözünün önünde çocukların açlıktan öldüğü dünyada nasıl oluyor da bir Müslüman dine göre malayani işlerle uğraşabiliyor? Her nefesinin bir hesabı olduğunu bilen Müslümanlar, nasıl oluyor da hamasetle günlerini geçirebiliyor?

9 Temmuz 2024

https://www.milligazete.com.tr/makale/20835446/elif-ors/hamasetle-gunler-gunleri-kovaliyorken

Kasım 04, 2024

Irkçı Emperyalizmin Müsaadesi Kadar Yürü!

         Noam Chomsky’nin “İnsanlığın Efendileri” kitabında şöyle bir ifade yer alıyor: “Protestolarınızı istediğiniz kadar yüksek sesle dillendirebilirsiniz, etkisiz kaldığı sürece bunda bir sorun yoktur.”

Her zaman sivil hareketlerine önem verdim. Sivil toplumun her şeyden bağımsız olarak -kendi adına bir çıkar elde etmek, bir makam elde etmek amacı olmaksızın- toplumun ve insanlığın sorunlarını çözmek için ortaya koyduğu çalışmaların gerekliliğine inanmışımdır. Çok büyük kalabalıklara gerek olmadan görülen bir haksızlığı dile getirmek için yapılan yürüyüşler, mitingler, basın açıklamaları, fotoğraf sergilerinin hem insanların farkındalığını arttırdığını hem de yetkilileri harekete geçirmek için güzel bir fırsat olduğunu düşünmüşümdür.

Bu tür protestolarda yeri gelmiş basın açıklaması yapmış, yeri geldiğinde şehrin meydanlarında fotoğraf sergisi açmış, bazen imza kampanyalarının düzenlenmesinde ön ayak olmuş, özellikle Irak’ın Amerika tarafından işgal edilmesini engelleyebilmek ve iktidarı doğru yerde doğru bir şekilde tavır koyabilmesi için birçok ildeki mitinglere katılmışızdır.

Hâlâ da iktidar gücünden uzak sivil toplum kuruluşlarının yaptığı çalışmalarının toplumun geleceği adına önemli olduğuna inanıyorum. İktidarla yolunu kesiştirip iktidarın çizdiği sınırların dışına çıkmadan ortaya konulan tepkilerin de ,eylemlerin de bir oyalama taktiği olduğuna inandığım gibi. 

Ekim ayının başından beri Filistin’de yaşananlar sebebiyle dünyanın birçok yerinde vicdan sahibi insanlar tarafından dev meydan mitingleri düzenleniyor. Ülkelerinden katile gemi seferi yapılan ülkelerin limanlarında insanlar gemilerin gitmesini engellemek için gemilerin önünü kesmeye çalışmak dahil güçleri neye yetiyorsa protestolarını yapıyorlar. Katile destek veren firmaların protesto edilmesi boykotların yapılması… Dünyada daha önce yaşamadığımız kadar halklar Filistin’in yanında. Gazzeliler ile ne kan bağı ne din bağı ne coğrafya bağı ne tarih bağı olmayan topluluklar Türkiye’dekilerden daha esaslı protestolar, mitingler, yürüyüşler, gösteriler, sergiler yapıyorlar. Sosyal medya hesaplarını Filistinlilerin, HAMAS’ın haklı davasına adayan binlerce kişi var. 

Ama maalesef ülkem adına üzüntü içindeyim. Daha önceden de yazmıştım, en cılız tepkiler ülkemizden geldi. Bunun sebebinin ülkemizde artık birçok sivil toplum kuruluşu varlığını iktidara bağladığı için milleti harekete geçirmek yerine yasak savmak babından gösteriler, protestolar yapıyorlar. Öyle alınmaca yok. Bu tip olmayan sivil toplum kuruluşları üzerine alınmasın. Ama ülkemizdeki protestoların cılız olmasının temel nedenlerinden biri bu. 

Milleti harekete geçirecek sivil toplum kuruluşları mideden iktidara bağlı olduğu için müsaade edildiği kadar katili protesto ediliyor. Çıkarlarımızı (!) zedelemeyecek kadar! Bir müslümanın nasıl bir çıkarı olur kanlı bir işgalden? Yok Filistin İnsiyatifi imiş yok bilmem ne idare platformuymuş yok kardeşlik platformu imiş! 

Burada yapılan protestolarda uluslararası kurumları göreve çağrılıyor, siyasi irade ortaya koymasını dile getiriyorlar ama ülkemizden devam eden gemicik seferlerini “durdurun” diyemiyorlar. Bilmem ne kahvesini boykot etmeye çağırıyorlar insanları ama iktidarı diplomatik ilişkileri kesmeye davet edemiyorlar. Bu sivil toplum kuruluşları “Gazze’ye destek kermesleri” düzenliyorlar. Ama İsrail’den izinsiz Gazze’ye bir bardak  su sokamadığını söyleyen iktidara bunun hesabını soramıyorlar. Bilmem ne markası kıyafet mağazasının önünde eylem yapıyorlar ama onun yerli ortağı olan iktidar destekçisi iş adamını ağızlarına alamıyorlar. Benim karşıma gelip “Müslümanlar birleşmeli” diyorlar ama iktidara “Neden yirmi iki küsür yıldır D-8’leri devam ettirip “Müslümanlar Ülkeler Savunma İşbirliği Teşkilatını” kurmadığı için hesap soramıyor. Yemen’e alkış tutuyorlar ama iktidara İncirlik, Kürecik gibi İsrail’e askeri destek sağlayan NATO “üsleri kapat” diyemiyorlar. Malum marka kolayı alıp protesto için yollara döküyorlar ama Isparta’da o kola markasının fabrikasını açanları elleri patlayacak kadar alkışlamaktan geri durmuyorlar. 

Şu gerçeği de tarihe not düşmek bize vazife kaldı. Artık ülkemizde Filistin için yapılan eylemler Chomsky’nin dediği forma döndü: “Protestolarınızı istediğiniz kadar yüksek sesle dillendirebilirsiniz, etkisiz kaldığı sürece bunda bir sorun yoktur.”

İncirlik’i kapatacak güçte olanlar Galata’da yürüyorlar. Sıkıntı yok. İsrail’i rahatsız etmeden her türlü protestolar serbest bırakılmalı. Çünkü insanları rahatlatacak kadar protestolara izin verilmesi oyun kurucuların tavsiyesidir. 

Allah her şeyi hakkıyla görendir, bilendir! Herkes protestosunu gözden geçirsin! Herkes annenin çocuğundan kaçacağı o güne hazırlansın!


2 Ocak 2024

https://www.milligazete.com.tr/makale/18645257/elif-ors/irkci-emperyalizmin-musaadesi-kadar-yuru

Ey Sakallı Hüsnü Amcam! Senin Verdiğin Oyun Bedelini Gazzeli Bebekler mi Ödeyecekti?

Her şeye her duruma rağmen bir bayramı geçirdik. Dilerdik ki, yeni bir tazeleniş olsun, bir muhasebe olsun hac günleri. Müslümanlar Allah’...